Ana içeriğe atla

Birkleyn Mağaraları

 Dicle’nin çağlayan suları, sabahın ilk ışıklarında Lice’nin dağlarına bir türkü fısıldıyor. Birkleyn Mağaraları, Mezopotamya’nın kucağında, Bereketli Hilal’in taş yüreğinde saklı bir sır gibi duruyor. Vadiye adım attığınızda, sanki binlerce yıllık bir hikâye kitabının sayfaları açılıyor; Dicle’nin sesi, rüzgârın gurbet kokusu ve taşların asırlık yalnızlığı sizi sarıyor. Burası, suyun sabrıyla şekillenmiş bir tapınak, İskender’in ordularını sakladığı bir sığınak, zamanın ve insanın hem dost hem düşman olduğu bir arena.

Şafak, vadinin sisle örtülü yamaçlarını usulca aralıyor. Dicle Nehri, milyonlarca yılda kalkerli kayaları oyarak Birkleyn’in mağaralarını doğurmuş. Vadi tabanından 60 metre yukarda, orta katmanda bir mağara gözünüze çarpıyor; girişi geniş, içi serin, sanki Dicle’nin nefesi hâlâ içinde. Elli metre daha tırmanırsanız, dar bir ağızdan uzun bir galeri uzanıyor, karanlığın içine çekiyor sizi. Sarkıtlar ve dikitler, suyun damla damla işlediği birer heykel; bazıları dimdik, bazıları kırılmış, insan elinin hoyratlığına yenik düşmüş. Taşlar, Dicle’nin sabrını anlatırken, kırık yüzeyler başka bir hikâye fısıldıyor: kayıtsızlığın, nankörlüğün hüznünü.

Mağaraların taşlarında, Asur’un gölgesi yaşıyor. Binlerce yıl önce, krallar ve rahipler bu karanlık koridorlarda dua etmiş, kitabeler kazımış. Duvarlarda Asur yazıları, rölyefler; bir zamanlar tanrılara adanmış bu mekân, şimdi hem kutsal hem yaralı. Çizilmiş harfler, kırılmış taşlar, sanki bir halkın hafızasına kazınmış bir yara. Derler ki, geceleri Bırklin’in suları yükselir, mağaraların girişinde bir şarkı gibi çağlar; bazıları, ay ışığında Eshab-ı Kehf’in gölgelerinin dans ettiğini söyler, sanki eski Asur ruhları hâlâ nöbette. Ama gündüz gözüyle baktığınızda, çiyanların izleri ağır basıyor: bir kitabe çizilmiş, bir dikit kırılmış, derin bir çukur açılmış, bir tarih lekelenmiş. Bu mağaralar, insanlığın hem mirasını hem suçunu taşıyor. Gece hayın, pusuda…

Dicle’nin kıyısında durduğunuzda, suyun gücü kalbinize işliyor. Nehir, Toroslar’dan inip Mezopotamya’ya hayat taşırken, mağaralar onun sabrının sessiz tanıkları. Çukurova’nın toprağı gibi, burada Dicle’nin suları bir destan. Ama bu destan, yalnızlığın ve gurbetin gölgesinde. Mağaraların taşlarında bir yorgunluk var; sanki asırlık yolcular, burada dinlenip gurbetlerini kazımış. Suyun çağlayışı, bazen bir umut, bazen bir vicdan azabı gibi çarpıyor yüreğinize; bu mağaralar, ruhunuzu sıkıştırıyor, yalnızlığınızı fısıldıyor.

Gün öğleye dönerken, vadi sıcağın kollarında ısınıyor. Mağaraların serinliği, dışarıdaki kavurucu güneşle tezat. Sanki bu mağaralar, hiç durmayan bir nehrin efsanelerini saklıyor. Belki bir Asur kralının ruhu, gece karanlığında hâlâ bu taşlara dokunuyor; belki bir çoban, yüzyıllar önce burada bir türkü söylemiş. Kıtmir hala dolaşıyor. Ama sonra gözünüz, kırılmış bir dikite takılıyor; modern bir çizik, bir ad, bir tarih. Burada da doğa ve insan arasında bir mücadele var. Mağaralar, Dicle’nin sabrına karşı insanın aceleciliğini anlatıyor; bir yanda binlerce yıllık birikim, diğer yanda bir anlık kayıtsızlık.

Akşamüstü, vadiye gölgeler düşerken, mağaraların girişinde duruyorsunuz. Dibni çayı, altınızda bir destan gibi akıyor; nehir de kahramanların sınavlarına sahne. Ama bu sınav, sadece taş ve suyun değil, insanın da sınavı. Birkleyn, bir ayna gibi; doğanın gücünü, tarihin ağırlığını ve insanlığın hem yaratıcılığını hem yıkıcılığını yansıtıyor. Taşlara dokunduğunuzda, sanki bir Asur rahibinin duası, bir çobanın türküsü, bir hayının çiziği elinize değiyor. Gurbet, burada bir rüzgâr; hüzün, burada bir taş; umut, Dicle’nin bu başlangıç kaynaklarının çağlayışında.


Lice’ye yolunuz düşerse, sabah erken gelin, Birkleyn’nin serin sularına dokunun. Vadiye inen patikada dikkatli olun, taşlar kaygan. Mağaraların serinliğinde bir an durun, Asur kitabelerine bakarken nazik olun; onlar, binlerce yılın sessiz tanıkları. Lice’ye uğrayın, fırından yağlı sıcak bir ekmek alın, bir çay ocağında kayışları sökük bir kürsüde, Dicle’nin sesine karışan bir bardak çay için; belki yanık bir dengbej ezgisi sizi başka diyarlara götürür. Ama en çok, bu mağaraların hikâyesini dinleyin: suyun sabrını, tarihin yükünü, insanın hem mirasını hem suçunu.

 Yazının Kaynağı:Birkleyn Mağaraları - geo-map-story



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atlantik'in Efsanevi Adaları

  Atlantik'in Efsanevi Adaları  Gutenberg Projesi e-Kitabı : Ortaçağ Coğrafyası Üzerine Bir Araştırma Bu e-kitap, Amerika Birleşik Devletleri'nin herhangi bir yerindeki ve dünyanın birçok yerindeki herkesin ücretsiz ve neredeyse hiçbir kısıtlama olmaksızın kullanımına yöneliktir. Bu e-kitapta yer alan Project Gutenberg Lisansı koşulları kapsamında veya   www.gutenberg.org   adresinde çevrimiçi olarak kopyalayabilir, başkasına verebilir veya yeniden kullanabilirsiniz   . Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunmuyorsanız, bu e-Kitabı kullanmadan önce bulunduğunuz ülkenin yasalarını kontrol etmeniz gerekecektir. Başlık   : Atlantik'in Efsanevi Adaları: Ortaçağ Coğrafyası Üzerine Bir İnceleme Yazar   : William Henry Babcock Yayın tarihi   : 18 Nisan 2021 [e-Kitap #65103] En son güncelleme: 12 Ekim 2022 Dil   ingilizce *** PROJENİN BAŞLANGICI GUTENBERG E-KİTAP ATLANTİK'İN EFSANEVİ ADALARI: ORTAÇAĞ COĞRAFYASINA İLİŞKİN BİR ÇALIŞMA ***   Ellinora...

Kuzeybatı Geçidi

  Kuzeybatı Geçidi'nin  Gutenberg Projesi e-Kitabı Bu e-kitap, Amerika Birleşik Devletleri'nin herhangi bir yerindeki ve dünyanın birçok yerindeki herkesin ücretsiz ve neredeyse hiçbir kısıtlama olmaksızın kullanımına yöneliktir. Bu e-kitapta yer alan Project Gutenberg Lisansı koşulları kapsamında veya   www.gutenberg.org   adresinde çevrimiçi olarak kopyalayabilir, başkasına verebilir veya yeniden kullanabilirsiniz   . Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunmuyorsanız, bu e-Kitabı kullanmadan önce bulunduğunuz ülkenin yasalarını kontrol etmeniz gerekecektir. Başlık   : Kuzeybatı Geçidi Yazar   : Roald Amundsen Yayın tarihi   : 20 Haziran 2007 [e-Kitap #21878] En son güncelleme: 24 Mayıs 2014 Dil   : Hollandaca Kredi   : Jeroen Hellingman ve Çevrimiçi Dağıtılmış Düzeltme Ekibi, http://www.pgdp.net/ *** GUTENBERG PROJESİNİN BAŞLANGICI KUZEYBATI GEÇİDİ E-KİTABI *** [   113   ] Kuzeybatı Geçidi. Roald Amundsen'in 1906'dan 1907'ye ka...

HUMBOLDT'UN KİŞİSEL ANLATISI

  Gutenberg Projesi e-Kitabı  , 1799-1804 Yılı Boyunca Amerika'nın Ekinoksal Bölgelerine Yapılan Seyahatlerin Kişisel Anlatısı - Cilt 1 Bu e-kitap, Amerika Birleşik Devletleri'nin herhangi bir yerindeki ve dünyanın birçok yerindeki herkesin ücretsiz ve neredeyse hiçbir kısıtlama olmaksızın kullanımına yöneliktir. Bu e-kitapta yer alan Project Gutenberg Lisansı koşulları kapsamında veya   www.gutenberg.org   adresinde çevrimiçi olarak kopyalayabilir, başkasına verebilir veya yeniden kullanabilirsiniz   . Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunmuyorsanız, bu e-Kitabı kullanmadan önce bulunduğunuz ülkenin yasalarını kontrol etmeniz gerekecektir. Başlık   : 1799-1804 Yılında Amerika'nın Ekinoksal Bölgelerine Yapılan Seyahatlerin Kişisel Anlatısı - Cilt 1 Yazarı   : Aimé Bonpland Alexander von Humboldt Çevirmen   : Thomasina Ross Yayın tarihi   : 1 Ağustos 2004 [e-Kitap #6322] En son güncelleme: 4 Haziran 2012 Dil   ingilizce *** PROJENİN BAŞLA...